Bundan tam 37 yıl önce dünyaya gelmişim ben. Annemlerin anlattığına göre o zaman da acaip bir kar kış varmış. Her yer dize kadar kar olduğundan dükkanlar falan açık değilmiş. Bizi hastaneden çıkarabilmek için altın bozdurmak için açık kuyumcu aradıklarını anlatırlar…
İki senedir yaşadığım bu yerde pek kar yağmaz.Dağlar tutar ama soğuğu fena vurur. Geçen sene azıcık kar yağmış hemen de erimişti. Bu sene biraz daha fazla yağdı.Yine eridi gitti. Bugun doğum günüm ya , lapa lapa kar yağdı. Bana hediye gibiydi. Camın kenarında oturup seyrettim,sonra oğlumu okuldan almaya yürüyerek gittim. Birlikte kar altında yürüyelim diye…
Fark ettim ki son yıllarda yaptığım her şeyi sırf kendim için yapıyorum. Kendimi öne almayı öğrenmişim. Zaten hayat öğretiyor insana…
Doğum sayılarımın toplamı 20/2 …hayatta öğrenmem gereken ders işbirliği ve dengeymiş…
Dengeyi yeni yeni öğrenip buluyorum. Hep başkalarını ön plana koymuşum yardım ederken. 2’lerin en iyi olduğu mesleklerin arasında diplomatlar, arabulucular,asistanlar varmış. Benim de turizmle başlayan okul ve iş hayatım yön değiştirerek asistanlığa geçmişti. Aslında “yardımcı” olmaya tutkun olduğumu, okulu bitirip ilk çalışmaya başladığım otelin genel müdür asistanını tanıdığımda hissetmişim meğer… Ben o pozisyonu, o kişiyi çok beğendiğim için sevdiğimi düşünürdüm hep. Seda’yı da çok beğenirdim hakikaten. Duruşunu, güleryüzünü, mesafesini…ister istemez o konumu da sevdirmişti bana…En tepede değilsin ama tepedeki herşeyden haberdarsın.
Bir nevi boyun gibi…Beyine giden tüm damarlar, kafa hareketi…vs hepsi senden geçiyor. Ama öncü konumunda değilsin. Karar vermiyorsun. Karar vermemenin, risk almıyor olmanın rahatlığı…ama aynı zamanda kontrol mekanizmasının bir parçasısın…
Nokta atışı yapmışım meğer:) 9 seneye yakın asistanlık yaptım. Adı asistanlık ama içeriği binbir çeşit… Hele ki serde merak varsa.. ne öğrenirsen kar kalıyor yanına…Sonra sonra bugünlere geliyorsun.
Bir merak ediyorsun bi bakıyorsun boyacıyla garajın duvarlarını boyuyorsun, bi merak ediyorsun inşaat aşamasındaki havuzun seramiklerine nasıl derz çekiliyor’u incelerken buluyorsun kendini…Bir sonra ki sefer örgü örmeye çalışırken, tarhana yaparken, cama silikon nasıl değiştirilir ya da rezervuar iç takımı nasıl değiştirilir’i öğrenirken…
Öğrendiğim her an bana kâr kalıyor. Asıl sorunlu kısım, benim hep kendimden çok vermemdi. Kendimi tüketircesine veriyordum ama almayı -istemeyi değil, almayı- bilmiyordum. Biri bir şey verse ezilip büzülüyordum, mutlaka eşdeğer bir şey yapmam lazım gibi hissediyordum.
Ama artık öyle yapmıyorum Belki de öğrendim sanırım. İçimden geleni yapıyorum,canım istemiyorsa da yapmıyorum. O duvara ilk balyozu vurunca gerisi daha kolay oluyor. O onu yaptı, bu bunu yaptı hesaplarım yok artık. Beğenmeyen gitsin diyorum. Özgür bırakıyorum. Karşılığında ben de özgür oluyorum. Birine giderken içimden bir şey almak gelirse alıyorum, yapıyorum. Gerisinin ayıp olur kısmı beni pek ilgilendirmiyor açıkçası.
Yine de bir tarafımda hala yardımcı unvanı duruyor ki arada oğlum soruyor niye sen herkese yardım ediyorsun anne? Niye başkası yapmıyor?
Bunu bir kere sordu. Cidden! Dönüp kendime baktım çok mu veriyorum yine diye.
Yok, istediğim kadar yapıyorum. Dedim ki yapabilecek halim varken neden yapmamayı seçeyim. Böyle durumlarda baktığım tek yer kalbim oluyor artık. İstenen,söylenen şey yüreğimi kıpırdatıyorsa seve seve, yok eğer değilse red ediyorum.
Kimseye mazeret sunmak zorunda da hissetmiyorum. Ara sıra vicdan giriyor gerçi devreye ama ona da sen bi sus deyince çekiliyor:)
Böylesi daha iyi… Rotanın kalp olması yani…Bir süre sonra bu kıpırtılar senin fon müziğin oluyor çünkü. Ve tam 36 yaşını bitirmene bir gün kala kendi şarkını buluyorsun…Hatta sana seni o kadar anlatıyor ki telefonun melodisini buna çeviriyorsun. Bir daha unutmamak için…
Hayat bu kadar mı?
Bence değil
Bir kaç sözüm var
Biraz senin gibi
Yıkılmayan duvarları var
Bazen esintili
Bazen uzak yakınlarım var
Ben ben böyleyim kendi yolumda
Bırak tutma beni
Kaybetsem de üzülmem asla
Ne boş kaygıların
Korkma bana hiç bir şey olmaz
Yanlış doğru gibi
Eksik kalan bir kaç satırsa
Ve ben ben böyleyim
Kendi yolumda
Hayatta benim
Her anımı yaşadıkça sevesim var
Aldırmam hiç yağmurlara
Benim güzel hatalarım var
Bir an bile vazgeçmedim
Kendi yolumdan
Değer saklanma hiç geçer zaman
Böylede geçer ya sev ister vazgeç
Beklentiler sadece üzer
Ayrı dünyalarda farklı farklı kafalarda
Ve ben ben böyleyim
Kendi yolumda
Hayatta benim her
Anımı yaşadıkça sevesim var
Aldırmam hiç yağmurlara
Benim güzel hatalarım var
Biran bile vazgeçmedim
Kendi yolumdan
Vazgeçmemişim de unutmuşum sadece…Bu şarkıyı defalarca duydum belki de, orjinali de çok ama çok severim. Ama her şeyin bir zamanı olduğu gibi bunun da zamanı buymuş. Geçen gün duyduğumda “Aman Allah’ım işte bu” dedim. Bu benim şarkım… O günden beri dilimde:))
Şarkımı buldum:) Sıra dansımda… Dur bakalım o ne zaman çıkacak…
Ha bir de iyi ki doğmuşum tabii ki…
Anlam yolculuğunuzda nice sağlıklı seneler diliyorum..
BeğenLiked by 1 kişi
Cok tesekkur ediyorum😊sagolun
BeğenLiked by 1 kişi
Bildiğin gibi, iyi ki doğmuşsun.
Ve bir kere daha bana yardımcı oldun. Doğum sayısı fikrini merak ettim. Bakalım bu beni nereye götürecek.
Karlar kadar ferahlatıcı bir insansın. İyisin. Güzelsin. Yardımseversin.
Çevrende olmak bir şans.
Teşekkürü bir borç bilirim.
BeğenLiked by 1 kişi
Ne guzel bir yorum bu,karlar kadar ferahlatici ha,bayildim 😍 numerolojiyi Elif anlatiyor,blogunda da yaziyor.ama kitap dersen dan millman’in “hayatinizin amaci” adli kitabi derim
BeğenBeğen
[…] Kelime Perisi iyi ki doğmuş.. pin kodunu buldurdu bana […]
BeğenLiked by 1 kişi
[…] bu sefer başka… Bugün benim doğumgünüm… Evet tabii ki iyi ki doğmuşum… ama bu yazı bu sefer benim için değil… Geçen sene yazmışım zaten kendim için, […]
BeğenBeğen